Meksika’da sonsuzluğun dansı

Sonsuzluğun dansı

Doğanın döngüsünün yaşamla bütünleştirilerek pagan adını aldığı inançlar, 21. yüzyılda dünyanın çeşitli bölgelerinde festival benzeri etkinliklerle devam ediyor. Meksika ve Peru gibi bazı Latin Amerika ülkeleri ile Asya’da sürdürülen bu tür ritüeller, inançsal değerlerin gelenekçiliğini gün yüzüne çıkarırken, insanoğlunun anlamlandırmaya çalıştığı hayata da başka bir bakış açısı getiriyor.   

Latince pagus ve pagani sözcüklerinden türetilmiş olan “pagan” kelimesi “kırsalda yaşayan köylü, taşralı” anlamına gelmekle birlikte, animizm (ruhçuluk) ve naturalizm (doğa tapıcılığı) ile de ilişkilendiriliyor. Eski Mezopotamya dinleri, eski Mısır dinleri, Orta Doğu dinleri ile Hinduizm ve benzeri inanç sistemleri pagan gelenekler olarak incelenmektedir (Yılmaz, 2015:32). Ancak köklerinin Avrupa’nın eski dinlerinde olduğu da dile getirilmektedir (Yüksel, 2019:105). Paganlar, doğanın kutsallığını kutlar ve her şeyde var olan ilahiliğe saygı duyarlar. Kavramsal adı politeizm olan paganizm, doğacılık ve ruhçuluğu bünyesinde barındırmakla birlikte bazı batılı toplumlar tarafından aşağılama için kullanılan bir sembol de olmuştur. Örneğin eski Roma askerleri tarafından küçümseyici bir tabir olarak siviller veya savaşçı olmayan halklar için pagan adı lanse edilmiştir. Paganlar kutsal saydıkları güçleri bir şekil, sembol ya da yaşayan varlıklarla tasvir etmişlerdir (Kaya, 2012:11).


Bazı araştırmacılar her ne kadar bir takım kutsal değerlerin beşerileştirilerek (Yeşilyurt, 2006:29),  nicel hale getirilmeye çalışıldığını belirtse de aslında bu değerler geçmişe saygı, gideni hatırlama ve hayat döngüsü mahiyetinde bazı somut ritüellere dönüşmüştür. Meksika ve Peru’daki “ölüler günü” ile Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda Toja halkınca gerçekleştirilen ceset gezdirme merasimi  bu açıdan simgesel birer örnek olarak görülebilir (Sabah, 2012; Sözcü 2018; Radikal, 2015).  Bu törenler arasında festivale dönüştürülen etkinlikler ise Meksika ve Peru’da yapılan ölüler günüdür.

Meksika, her yıl geleneksel Ölüler Günü’nü ekim ayının son ve kasım ayının ilk günlerinde kutluyor. Kutlamaların süresi ve katılım şekilleri nedeniyle bu geleneğe “Ölüler Kültü” de deniyor. Pek çok Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi, Meksika da Ölüler Günü’nü ya da Tüm Ruhlar Günü’nü 2 Kasım tarihinde anıyor. Geçmiş medeniyetlerin mirası, ölümün aslında bir yaşamdan diğerine geçiş sırasında çeşitli şekillerde ölüler ve canlılar arasında gelişen iletişim olduğuna inanılması nedeniyle oldukça grafik bir biçimde ifade ediliyor (Pera Müzesi, 2012).


Başkent Mexico City'de kutlanan festival kasım ayının ilk haftasında yapılmaktadır. Aztek geleneği olduğu ifade edilen ve ölülerin yeryüzüne geri döndüğü efsanesinden yola çıkılarak yapılan kutlamalar geçit töreni ile başlamakta, dans ve müzik grupları şehirde ilginç görüntüler oluşturmaktadır. Kökeni 14. yüzyıla dayanan ölüler festivaliyle ölümün hayatın bir parçası olduğu hatırlatılmak istenmektedir. Aztek inancında ölülerine iyi bakan ve onları koruyan bir tanrıçaya inanılmaktadır. Aztek halkı her sene, bu tanrıçaya olan saygılarını göstermek için çiçekler sunmaktaydı. Hıristiyanların ülkeye gelmesiyle ölüler festivali değişiklikler geçirmiş ancak özünü kaybetmemiştir. Bu özel günde halk, ölen yakınlarının ruhlarının dünyaya inip onların yanına geldiğine inanmakta, hüzünlenmek yerine şarkılar söyleyerek eğlenmektedirler. Festivalde milyonlarca Meksikalı yer almaktadır  (euronews, 2018).

Benzer bir anma ise Peru’nun başkenti Lima’da gerçekleştirilmektedir. Lima'da bulunan Nueva Esperanza mezarlığına gelen ziyaretçiler, yakınlarının mezarlarını ziyaret etmekte, festival kapsamında mezarlığı gezen dansçılar da performanslarını sergilemektedirler. Müzisyenler de ziyaretçilere eşlik etmektedirler (Sabah, 2012). Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda ise  Torajalılar, akrabalarının cesetlerini mezardan çıkarıyor, temizliyor, yeni kıyafetler giydiriyor ve fotoğraf çektiriyorlar. ‘Ceset Temizleme Töreni’ olarak geçen ‘Ma’nene Festivali’nin yüzyıllardır devam ettiği belirtiliyor (Sözcü, 2018).

Günümüzde sürdürülen çok eski zamanlardan kalma inançsal gelenekler garip gibi görünse de belirli bir kültüre özgü olduğunu unutmamak gerekiyor. Kendini doğa içinde hükmeden olarak konumlandıran modern insanın aksine bazı toplulukların atalarından kalma kültürel mirası korumasına da olumlu gözle bakılmalıdır.

 

Kaynaklar

ALTUNAY Erhan (2014) Paganizm 1 - Kadim Bilgeliğe Giriş, Hermes Yayınları, s.251.

EURONEWS (2018), Meksika: Ölüler Günü Festivali'nde metroda tabut, https://tr.euronews.com/2018/11/05/meksika-oluler-gunu-festivali-nde-metroda-tabut

KAYA Betül (2012), Rusya’da Paganizm, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatları, s.11.

NTV (2018) Moskova’da Ölüler Günü Festivali, https://www.ntv.com.tr/galeri/seyahat/moskovada-oluler-gunu-festivali,DWQGpsvSPUKvnjp1Crr-wg/hLwQBCPboE2oo_t-tbboUQ

Ölüler Günü (2012), https://www.peramuzesi.org.tr/images/pdf/pera-film/Meksika-Olulerin-Gunu-Kasim-12.pdf

SABAH (2012), Peru’da Ölüler Günü, https://www.sabah.com.tr/galeri/dunya/peruda-oluler-gunu

SÖZCÜ (2018), Dehşete Düşüren Gelenek, https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/dehsete-dusuren-gelenek-oluleri-mezardan-cikartip-giydirip-gezidiriyorlar-2165479/

YEŞİLYURT Temel (2006), Küreselleşen Dünyada Gelenekselleşen Değerler, Eskiyeni Dergisi, Sayı: 2, s.29.

YILMAZ Sinan (2015), Paganizm’den Hıristiyanlığa Geçmiş Semboller (I. ve V. Yüzyıllar Arası), Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Dinler Tarihi Bilim Dalı, s.32.

YÜKSEL Berk (2019), Paganizm, Bütün Dünya Dergisi, s. 105.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nefes mi, buğday mı? Yunus Emre

Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli

Sarı Saltık